Gece
Kraliçesi, tarihte gerçekten yaşamış bir kişilik değildir. O, Mozart’ın “Sihirli Flüt” operası için
yaratılmış bir figürdür. Gece Kraliçesi, ilk kez 1791’de Viyana’da,
Mozart’ın operasıyla biz “fanilere” ve dünyaya kendini tanıtmıştır. Ece, daha sonra Dalgın Sular’a karışıp zaman
içinde yüzlerce yüz olmuştur.
 |
Çizim: Fırat Bingöl |
Biz,
Dalgın Sular fantastik evrenindeki Gece Kraliçesi’ni tarih ve zaman
içerisindeki aksaklıkları düzeltmek için icat ettik. (yada ödünç aldık) Gece Kraliçesi,
tabi ki bir süper kahraman ama batılı örneklere göre kıyasla daha ulvi ve
insani yanları içinde barındırıyor. Ece’nin
amacı, zamanın dokusu yırtıldığında oluşan arızalara “akışkanlık-düzen“
kazandırmaktır. O, anlatı evrenimizdeki eylemlere hareket kazandırırken, bize; gecenin, uykunun, karanlığın, aklın,
akıldışının, düzenin hatta sezginin anlamı ve görünümleri üzerine düşünme fırsatı
sağlıyor.
Gece
Kraliçesi, gecenin karanlığında ölümün muğlak olduğunun farkındadır ve bu
yüzden çoğunlukla ölümden gelenlerin, yani dirilenlerin yanındadır. Dalgın
Sular’da, Ece’nin Yedi Uyurlar’ın en büyüğü Hadrianus ile özel bir bağı bulunmaktadır.
Gece
Kraliçesi, gece ile gündüz, ölüm ile yaşam arasında varolan mekân ve zamanda
meydana gelen düğüm ve kördüğümleri çözmek için biz insanların arasındadır.
 |
Çizim: Dinç Onur Aydın |
Gece Kraliçesi ve Hızır, geleneksel
teolojide “melek” kavramı ile işaret edilmeye çalışan bir üst irade seviyesinde
yer almaktadırlar. Ama aynı zamanda bu iki kahramanımız, insanı boyut ve
şahsiyet taşımaktadır. İkisininde üst iradesinin
vuku bulması insanlarla, bizlerle temasına bağlıdır.
Gece
Kraliçesi ve Hızır “zamanın dokusu yırtıldığında” meydana gelen düzensizliği
tamir etmeye, tekrar zamanda ve dünyada düzeni/ahengi sağlamaya çalışır. Fakat Gece Kraliçesi ile Hızır arasında
önemli bir fark vardır. İki süper/ulvi kahramanımız aynı ortak motivasyon
ile hareket etseler dahi, farkı davranışlar göstermektedirler. Çünkü Gece
Kraliçesi’nin dünyanın / varlığın düzeninden anladığı ile Hızır’ın anladığı farklıdır.
Bu sebeple iki kahramanımızın da zaman
içindeki yırtılmaya yapacakları müdahale farklı olacak, çoğu zamanda karşı
karşıya geleceklerdir.
Gece
Kraliçesi, bir “melek” olarak zamanın dokusunu / düzeni tek başına tamir edecek
güce muktedir değildir. Bu yüzden O, diğer insanların ve belki de Hızır’ın
yardımına ihtiyaç duyar. Çünkü zaman, insanlığındır ve tarihindir. Zamanın
dokusunda iyileştirme yapacak olan Ece, dokuyu insanlar olmadan onaramaz.
Gece
Kraliçesi, varlık halinin sonucu olarak “zaman” üzerine yapacağı iyileştirmede karanlıktan hareket ederek, gecenin hakimiyetini kurmaya çalışacaktır. O,
insanların enerjisini ve hikayelerini derleyip karanlığa taşımak istemektedir.
Dalgın
Sular evrenindeki dirilenler, ölümden dönenler; karanlığa, muğlak olana, iç
çatışma ve geçmişe daha fazla enerji ve arzu taşıdıkları için; Gece Kraliçesi çoğunlukla ölümden dönenlerin
yanında olacaktır.
Dalgın Sular’ın Gece
Kraliçesi, Varlık’ın vücut-cisim kazanmış hali olabilir, hatta öyledir. Gece
Kraliçesi, ölümden gelenlerin, dirilenlerin bakış açısını temsil eden, onların
dili olmayı deneyen, onların “haklarını gözeten” ilkeler bütünü ve figürdür.