Google+ Dalgın Sular : Ağustos 2013

30 Ağustos 2013 Cuma

İzmir Enstitü Ve Dalgın Sular Buluşması



"Kolektif Bir Sanat İçin: Zemin, Sorunlar, Ufuklar"
6-7-8 Eylül 2013 – İzmir ve Şirince



İskender Savaşır, Zeynep Sayın, Ayşe Çavdar, Necdet Subaşı, İhsan Metin Erdoğan ve Doğan Karabulut'un katılımıyla,

Kuşaklar Silsilesi,
Taşranın Ruhu,
Zamanın Dokusu Ne Zaman Yırtılır? Ve Yedi Uyurlar
İzmir Hakkında Konuşulmayanlar,

Cumhuriyet Dönemi’nden bu yana, İzmir’in kültürel anlamda kendinden beklenileni verip veremediği tartışıladursun, oturduğumuz yerden bu tartışmanın sonucunu beklemeye niyetimiz yok. Aksine buna bir son vermek için gerekli olan entelektüel hareketlenmenin, küçük de olsa bir adımını atmış olmanın heyecanını taşıyoruz. Sizde, bu başlıkların en az birine yakınlık duyuyor, dinlemek ve tartışmak istiyorsanız; 6-7-8 Eylül'de İzmir Enstitü'de buluşalım.



Programın 8 Eylül'deki oturumu, Şirince'de bulunan Tiyatro Medresesi'nde ve Yedi Uyurlar Mağarası'nda yapılacaktır.

Programın Detayları

 6 Eylül Cuma
18.00 - Açılış ve Dinleti
19.00 - Film Okuma: İhsan Metin Erdoğan (Eternal Sunshine of the Spotless Mind)
23.00 - Kapanış
7 Eylül Cumartesi
Tüm gün Paneller
Kuşaklar Silsilesi: İskender Savaşır, Ayşe Çavdar, Zeynep Sayın
Taşranın Ruhu: Necdet Subaşı, Ayşe Çavdar
İzmir Hakkında Konuşulmayanlar: Doğan Karabulut
8 Eylül Pazar
08.00 -  Şirince'ye yolculuk
09.30 - Tiyatro Medresesi'ne varış, Kahvaltı ve Söyleşi (Zamanın Dokusu Ne Zaman Yırtılır? - İskender Savaşır)
12.00 - Yedi Uyurlar Mağarası'na ziyaret ve performanslar
13.30 - Öğlen Yemeği
14.00 -  Senaryo Atölyesi, Çizgi Atölyesi
17.00  - FRP
19.00 - İzmir'e Dönüş

Enstitü
1405 sokak, No:17 Kahramanlar, Alsancak - İzmir (TRT binasının karşısı)
Kayıt ve iletişim: 0539 729 23 67

23 Ağustos 2013 Cuma

Gece Kraliçesi Kimdir?


Gece Kraliçesi, tarihte gerçekten yaşamış bir kişilik değildir. O,  Mozart’ın “Sihirli Flüt” operası için yaratılmış bir figürdür. Gece Kraliçesi, ilk kez 1791’de Viyana’da, Mozart’ın operasıyla biz “fanilere” ve dünyaya kendini tanıtmıştır.  Ece,  daha sonra Dalgın Sular’a karışıp zaman içinde yüzlerce yüz olmuştur.

Çizim: Fırat Bingöl


Biz, Dalgın Sular fantastik evrenindeki Gece Kraliçesi’ni tarih ve zaman içerisindeki aksaklıkları düzeltmek için icat ettik. (yada ödünç aldık) Gece Kraliçesi, tabi ki bir süper kahraman ama batılı örneklere göre kıyasla daha ulvi ve insani yanları içinde barındırıyor. Ece’nin amacı, zamanın dokusu yırtıldığında oluşan arızalara “akışkanlık-düzen“ kazandırmaktır. O, anlatı evrenimizdeki eylemlere hareket kazandırırken, bize; gecenin, uykunun, karanlığın, aklın, akıldışının, düzenin hatta sezginin anlamı ve görünümleri üzerine düşünme fırsatı sağlıyor.

Gece Kraliçesi, gecenin karanlığında ölümün muğlak olduğunun farkındadır ve bu yüzden çoğunlukla ölümden gelenlerin, yani dirilenlerin yanındadır. Dalgın Sular’da, Ece’nin Yedi Uyurlar’ın en büyüğü Hadrianus ile özel bir bağı bulunmaktadır.

Gece Kraliçesi, gece ile gündüz, ölüm ile yaşam arasında varolan mekân ve zamanda meydana gelen düğüm ve kördüğümleri çözmek için biz insanların arasındadır.

Çizim: Dinç Onur Aydın


Gece Kraliçesi ve Hızır, geleneksel teolojide “melek” kavramı ile işaret edilmeye çalışan bir üst irade seviyesinde yer almaktadırlar. Ama aynı zamanda bu iki kahramanımız, insanı boyut ve şahsiyet taşımaktadır. İkisininde üst iradesinin vuku bulması insanlarla, bizlerle temasına bağlıdır.

Gece Kraliçesi ve Hızır “zamanın dokusu yırtıldığında” meydana gelen düzensizliği tamir etmeye, tekrar zamanda ve dünyada düzeni/ahengi sağlamaya çalışır. Fakat Gece Kraliçesi ile Hızır arasında önemli bir fark vardır. İki süper/ulvi kahramanımız aynı ortak motivasyon ile hareket etseler dahi, farkı davranışlar göstermektedirler. Çünkü Gece Kraliçesi’nin dünyanın / varlığın düzeninden anladığı ile Hızır’ın anladığı farklıdır. Bu sebeple iki kahramanımızın da zaman içindeki yırtılmaya yapacakları müdahale farklı olacak, çoğu zamanda karşı karşıya geleceklerdir.

Gece Kraliçesi, bir “melek” olarak zamanın dokusunu / düzeni tek başına tamir edecek güce muktedir değildir. Bu yüzden O, diğer insanların ve belki de Hızır’ın yardımına ihtiyaç duyar.  Çünkü zaman, insanlığındır ve tarihindir. Zamanın dokusunda iyileştirme yapacak olan Ece, dokuyu insanlar olmadan onaramaz.

Gece Kraliçesi, varlık halinin sonucu olarak “zaman” üzerine yapacağı iyileştirmede karanlıktan hareket ederek, gecenin hakimiyetini kurmaya çalışacaktır. O, insanların enerjisini ve hikayelerini derleyip karanlığa taşımak istemektedir.

Dalgın Sular evrenindeki dirilenler, ölümden dönenler; karanlığa, muğlak olana, iç çatışma ve geçmişe daha fazla enerji ve arzu taşıdıkları için; Gece Kraliçesi çoğunlukla ölümden dönenlerin yanında olacaktır.

Dalgın Sular’ın Gece Kraliçesi, Varlık’ın vücut-cisim kazanmış hali olabilir, hatta öyledir. Gece Kraliçesi, ölümden gelenlerin, dirilenlerin bakış açısını temsil eden, onların dili olmayı deneyen, onların “haklarını gözeten” ilkeler bütünü ve figürdür. 

15 Ağustos 2013 Perşembe

Dalgın Sular 1. Sayı

“İlk Gelenler” adıyla Haziran 2013 tarihinde çıktı!


Hızır: “Başladı işte;  zamanın dokusu yine yırtıldı. Kafası karışacak insanların, belalarını bulacaklar.” 
Sayfa 4


Gece Kraliçesi: “Sen mi geri durmayı öğütlüyorsun ihtiyar? Sen mi kafa karıştırmaktan bahsediyorsun?”
Sayfa 5



Hızır: “Ashab-ı Keyf bir kez daha uyandı. Bunları bekliyorduk. Ama bu anlaşılmaz hikayenin en bilinmezi, Aykız’ın iradesi.”
Sayfa 7


T. Uyar

Ellerimle koparıp aldığım, sahip olduğum ışık
Bir odada azıcık!...
Sayfa 8


Feride’nin hazin hikâyesi, 16 Ağustos 1999, Sapanca
Sayfa 11

6 Ağustos 2013 Salı

Dalgın Sular'dan Bülent Somay


Bülent Somay
Evren genişliyor. Bir yandan da ufkumuz daralıyor; olabilecek herşeyin olduğunu, görülebilecek herşeyin görüldüğünü sanıyoruz giderek. İşte elimizdeki dünya bu; ister beğenin, ister beğenmeyin. 

“Ben başka dünya isterim!” diye tutturursanız, iyi ihtimalle yerinizde sayarsınız, muhtemelen de aşağılara yuvarlanırsınız, derine, iyi saatte olsunlarla ismi lazım değillerin yanına.

Bilmediğimiz dünya küçülüyor mu? Hayır, o bizim bilme, anlama, tanıma, anlamlandırma çabalarımıza kayıtsız; değişmiyor ya da değişse bile biz bunu bilmiyoruz, adı üstünde “bilmediğimiz dünya”

Fantezi bize gaipten haber vermez, tersine, bilineni, bilindiğini sandığımızı alır, hırpalar, tersyüz eder, içini dışına çıkarır ve yeni bir kılıkta önümüze koyar. O zaman biz de dünyaya yeni gözlerle bakmayı başarırız. (belki, İnşallah) “Çünkü” diyor Ursula Le Guin, “Fantezi elbette hakikidir. Olgulara dayanmaz ama hakikidir. Çocuklar bilir bunu. Yetişkinler de bilir, zaten çoğu bu yüzden fantazilerden korkar. Fantazideki hakikati, yaşamaya mecbur edildikleri ve kabullendikleri hayatın sahteliğine, kofluğuna, gereksizliğine, sıradanlığına karşı bir meydan okuma, hatta tehdit oluşturduğunu bilirler.

Ejderhalar, yeraltındaki hobbitler, dirilen ölüler, gücü her şeye yeten büyücüler, kötü kalpli cadılar, hepsi bize bu hayat hakkında bir şeyler söyler. Fantezi yazmak zordur, ama onu okumak ve dinlemek de zordur. Önce, bu hayatın olabilecek tek hayat, bu dünyanın olabilecek tek dünya olduğu hakkındaki önyargımızı bir yana bırakmamız gerekir. Önyargı ise daha tehlikeli bir düşmandır; çünkü içeridedir, görülmesi ve tanınması daha zordur.

Bülent Somay
Dalgın Sular 2. Sayı

3 Ağustos 2013 Cumartesi

Basında "Dalgın Sular" - 2012



Radikal: “Travmalar süper kahraman olarak dirildi” 


“Dalgın Sular” projesiyle buluşan profesyonel çizer, yazar, tarihçi ve psikoterapistler; cezaevi, göç ve deprem mağduru liselilerle paslaşarak fantastik bir evren yarattı. Türkiye’nin travmaları, İstanbul’da süper kahramanlara dönüşüyor.
Haber: Emel Alptekin  - 22.02.12



Agos: “Masal hatırlamanın tehlikesiz yoludur”


Masallar üzerine kurulu haftalık bir çizgi roman dergisi yayınlamak üzere oluşan “Dalgın Sular” projesi yola çıktı. Gönüller tarafından yürütülen bu “fantastik” proje, destekçilerini arıyor.
Haber: Zeynep Ekim Elbaşı - 31.08.2012



Sabah: “Bu çizgi roman İstanbul’u geçmişiyle yüzleştirecek”


Göçmen çocukları, evsizler, minik tutuklular. Hepsi aynı çizgi roman için çalışıyor. “Dalgın Sular” da bir zaman kayması yaşanıyor ve geçmişten günümüze, İstanbul’un tüm karakterleri aynı zaman diliminde yaşamaya başlıyor.
Haber: Mirey Fessayeh - 15.12.2012





Yeni Şafak :  "Yoksun kalmış çocuklar için"



"Dalgın Sular" sergisi, Aralık Derneği'nin çağrısı ile başlayan aynı adlı projenin ilk tanıtım faaliyeti. Proje, Çocuk Esirgeme Kurumu ve cezaevlerindeki çocuklara yönelik bir dizi eğitim programını da kapsıyor.  27.03.2012