ÖKGE: Özel Kent Güvenlik Ekibi
Fantastik evrenimiz içinde ÖKGE, "devlet aklı"nın 1980'lerdeki yeni bir yapılanması. ÖKGE'nin asıl kuruluş amacı, turizm sektörünün düzenini sağlamak ama 80’lerdeki Haliç olayı ile zamanın dokusundaki yırtılmanın gizlenmesi görevi, ÖKGE'ye verilmiş. ÖKGE, gizli ve açık eylemlerindeki sert müdahaleleri nedeniyle, halk tarafından alaycı bir tutumla “Ökkeşler” diye anılmakta. ÖKGE, İstanbul’da vuku bulan “ölümden" dirilenleri, “Getto” adı verilen bir
gösteri alanında toplayıp, şehir yaşamına-sisteme dâhil etmeye
çalışır. Fakat bu turistik amaç, kısa zamanda "patlama" ile karşılaşacaktır.
ÖKGE'ye dair bir eskiz |
ÖKGE’nin yönetim kadrosundaki karakterlerin kişilikleri ve
geçmişleri ise, onların “devlet aklı” içindeki eylemlerini muğlak kılacaktır. “Dirilenler”
vakaları ile bizde devlet bürokrasisinden üç kişi ile tanışırız: Alp Akman, Yusuf Bey, Arkadaş…
Alp Akman
Babasını üç yaşında kaybettikten sonra, annesi ile amcasının yanına sığındı. Babasının neden öldüğünü kimse ona anlatmadı, kendisi de pek sorup araştırmadı. İlkokulu bitirdikten sonra Ankara Koleji’ni burslu olarak okudu. Kolej yıllarında zengin çocukların yanında burslu okumanın ezikliğini yaşadı. İstediği okulu, Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi.
Mezun olduğunda ÖKGE yeni kurulmuştu, hemen başvurdu. Kısa zamanda, zekâsı ve çalışkanlığı ile ÖKGE’de yükseldi. Zamanın dokusunun yırtıldığı 1980’lerde, geleceğin “genel müdür adayları” arasında gösterilen "genç bir amir" olmuştu.
Alp öfkeli. Hem dirilenlere, hem "kolej çocuğu" gibi gördüğü Yusuf Bey'e öfkeli! Devlet aklının gizlenmeyi gerektirdiğini düşünüyor!
Yusuf Bey
Yusuf Bey, ÖKGE'nin başındaki kişi. Kendisini
“liberal muhafazakâr” diye tanımlamaya çalışıyor. Bu tanımlamanın derinliklerinde, kendisinin dahi nüfuz edemediği "aile tarihi" ile olan karmaşık ilişkisi aşikâr.
Geçmişini hem örtmeye, hem de ifade etmeye çalışıyor. Saydamlığa, barış içinde
bir arada yaşamaya inanıyor. Dalgın Sular'in bir başka karakteri Gupse ile kan bağı var.
Olaylarla ilgisinin derecesini belki hiçbir zaman
kavrayamayacak! Kendisi kadar, onu önceleyen "Yusuf" adlı diğer atalarının hikâyeleri
de Dalgın Sular’a zemin teşkil edecek.
Arkadaş
Onu
herkes “Arkadaş Bey” diye biliyor, oysa kendisi resmiyete düşkün biri değil. Arkadaş,
ikisinden de yaşlı, Yusuf Bey'in hocası... Devlet memuru değil, danışman. Her
zaman bulunduğu konumla kendisi arasında bir mesafe bırakmayı, gizliliği esas
almış. Geleceğin siyası kadroları ile ilişkilerini derinleştirmiş ama resmi
hiçbir görev kabul etmemiş.
1970’lerin
sıcak siyasal ortamında Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde ders vermiş.
Yusuf Bey ile o sırada öğrenci iken tanışmış. Arkadaş, daha sonra Yusuf Bey’in
ÖKGE’ye atanmasında ön ayak olmuş.
Arkadaş Bey, bir danışman. O, yılların entelektüel birikimiyle yaklaştığı olayları estetize etmeden
duramıyor. "Danışmanlık” onun zaman zaman iş olarak yaptığı bir şey değil,
adeta kişiliğinin temel ifadesi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.